1600’lü Yıllar Öncesi Babür Sanatı
Babür tarafından kurulan Babür Hanedanlığı, Hint alt kıtasındaki büyük İslam devletini yönetmiştir. Timur hanedanının prensi Babür, gençliğinde babasından miras kalan küçük Orta Asya devleti üzerinde egemenlik kuramamış; bunun yerine yüzünü güneydoğuya, 1504’te ele geçirdiği Kabil’e ve neredeyse hemen ardından fethettiği Hindistan’a çevirmişti. 1527 yılına gelindiğinde Babür, Lodi ve Hindu konfederasyonu sultanlarını bozguna uğrattı. Ancak hayatını kaybettiği 1530’da kazandığı bu toprakları henüz bir imparatorluğa dönüştürememişti. Bu görev ne yazık ki babası gibi askeri zekâsı olmayan ve Hindistan’da Babür varlığını kaybeden oğlu ve halefi Hümayun’a kaldı. Hümayun, başkentleri olan Agra ve Delhi’yi 1555’te Perslerin askerî müdahalesiyle geri alabildi. Buna rağmen Babür İmparatorluğu’nu asıl kuran Hümayun’un oğlu Ekber’dir.
Yaklaşık 50 yıl süren (1556-1605) saltanatı boyunca Ekber, Kuzey ve Orta Hindistan’da, en doğudaki Bengal’de hüküm sürmüştü. Kabil’in kontrolünü elinde tutarak, geçmişte gerçekleşen birçok işgal nedeniyle kuzeybatı sınırını, yani Hindistan’a açılan kapıyı güvence altına aldı. Ekber’in en önemli toprak kazanımı batıda Gucerat Sultanlığı’ydı, bu da Babür İmparatorluğu’na ticaret merkezlerinden muazzam bir servet ve Umman Denizi’ne erişimle Avrupalılar ve Osmanlı İmparatorluğu ile kârlı bir ticaret fırsatı sağladı. Dedesinin aksine Ekber, imparatorluğu güçlendirmekte ve güçlü bir yönetim sistemi kurmakta başarılı oldu. Ruhani ve dinî konularla çok ilgiliydi ve 1582’de dinî davranışlara ilişkin yeni bir kanun oluşturdu. Her hafta mecliste yapılan müzakerelerde sadece Müslüman toplulukların temsilcileri değil Hindular, Caynistler, Hristiyanlar, Museviler ve Zerdüştler de bulunuyordu.
Ayrıca Ekber sanat faaliyetlerine maddi yardımda bulunan ilk büyük Babür imparatoruydu. Çeşitli yapı projeleri içinde en etkileyici olanı Agra yakınlarındaki yeni başkent Fetihpur Sikri’ydi. 1571 ile 1585 yılları arasında Ekber Lahor’u asıl ikametgâh yeri olarak kabul ettiğinde inşa edilen Fetihpur Sikri’deki saray, İran ve Orta Asya’daki Timur dönemi geleneklerle Hindu ve Müslüman Hindistan’a özgü geleneklerin sentezini yansıtır.
Okuma yazma bilmediği söylense de Ekber önce Fetihpur Sikri’de, daha sonra Lahor’da Pers, Hint ve hatta Avrupa ögeleri içeren resmedilmiş birçok el yazmasını yazdırdığı saray atölyesi kurdu. Hatta sanat faaliyetlerine maddi yardımda bulunan ilk Babür imparatoru Ekber’in emrinde çalışanlar arasında Hint Hindular ve Müslümanlar olduğu gibi Persler de bulunuyordu. Bu ortak çalışmaya dayanan süreç, Ekber himayesinde ortaya çıkmaya başlayan ve 16. yüzyılın son dönemlerindeki çeşitli el yazmalarında resmedilen Babür stilinin gelişimine katkı sağladı. Bu resim stili 17. yüzyılda Cihangir ve Şah Cihan’ın hükümdarlığında daha da geliştirildi.
Kaynak: https://www.metmuseum.org/toah/hd/mugh/hd_mugh.htm